6 Ağustos 2015 Perşembe

Karanlık Zihinler - Alexandra Bracken | Kitap Yorumu

Herkese merhaba! Nasılsınız? Ben harikayım. Yani.. sanırım. Her neyse kısa keseceğim. Hadi yoruma geçelim. İyi okumalar!!










Adı: Karanlık Zihinler

Yazarı: Alexandra Bracken

Sayfa Sayısı: 557

Yayınevi: Parodi

Goodreads Puanı: 4.31/5

Benim Puanım: 5/5

Seri: Karanlık Zihinler Serisi #1


Tanıtım:


Adım Ruby.
Hepinizden farklıyım.
Aklınızın derinliklerinde gezinebilir,
Anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim.
Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. Hem de kendi ailem tarafından...
Burada her adımımız izleniyor, nefes alış verişlerimiz bile.
Yalnız değilim.
Maviler... Yeşiller... Turuncular...
Sarılar ve Kırmızılar...
Karanlık Zihinler...
Ve yaşamak için saklanmak zorunda kalanlar
Ve kaçanlar..


Yorum:



Tek kelimeyle MÜKEMMELDİ! O kadar çok sevdim ki nasıl anlatsam bilemiyorum. Kitabı okumaya başladım ve sayfalar su gibi akıp gitti. Bir baktım 200'ü geçmişim. Bir de ilk defa 1 günde 200 sayfayı hemen bitirdiğim için içimde oluşan o mutlulukla daha da sevdim kitabı. Zaten kitap o kadar güzeldi ki sevmemek için sebep yoktu. Başlarda kafam karıştı ama sonradan anladım, yazarın diline alıştım belki de. 

Konusundan bahsetmek gerekirse bir gün bütün çocuklar bir salgın ile ölmeye başlıyor. Ölmeyen çocuklar ise maviler, yeşiller, turuncular, sarılar ve kırmızılar... Yani yaptıklarına göre renkler. Mesela maviler eşyaları dokunmadan kaldırabilirler, yeşiller çok zekilerdir ve fotoğraflık hafızaya sahiplerdir, turuncular insanların zihinlerine girip onları kontrol edebilirler, sarılar elektriği kullanabilirler ve kırmızılar elleriyle hatta dokunmadan her şeyi yakabilirler. 

Yeşil ve maviler zararsızlardı ama sarılar, turuncular ve kırmızılar çok tehlikeliydiler. Sarılar belki ama turuncu ve kırmızılar tehlikeliydi. Ruby aslında turuncu ama doktoru kontrol ederek kendini yeşil olduğuna ikna etti, bilmeden. Bir gün bahçede çalışırken Beyaz Gürültü'yü duydu. Bu diğerlerinden daha farklıydı. Bu özellikle kırmızılar ve turuncuların duyabileceği bir frekanstı.

Ruby zeki ve cesur bir kız. İlk başta onu erkek sanmıştım, cidden. Ama kız olması daha iyi oldu. Böyle kitaplarda hep erkek olur sonuçta. Her neyse. Liam, Chubs, Zu ve Ruby dörtlüsünü çok seviyorum. Onlarla geçen zamanları ki kitabın resmen tamamı öyle, çok güzeldi. Bazı yerlerde sesli güldüm, bazı yerlerde de gözlerimde yaşlar birikti. Ya bu kitap resmen distopya kitapların Kral/Kraliçe 'si idi. Ben Labirent Serisini sanarken bu kitap.. ah cidden bayıldım. Sonlarda ağladım zaten. Ruby bunu yapmasaydı daha iyi olacaktı. Şimdi onlar nasıl birleşecekler daha bilemiyorum. Umarım hatırlar.

Bir de East River var tabii. O güya güvenli olan yer. O şerefsiz Ruby için sattı hepsini. Nefretimi kusmak istiyorum ona. Alçak pislik. Nefret ediyorum ondan. Gün gelecek seni yenecek lan Ruby. İnanıyorum. Zaten ikinci kitabı çıktı. Buz Kapanı'nı en yakın zamanda alacağım. Allah'tan çıktı yoksa ben dayanamazdım be. Ya bu kitap benim herşeyim. Umarım dörtlü tekrar birleşir.

Chubs çok tatlı ya. Korumacı, güçlü, zeki ve daha bir sürü özelliği var. En önemlisi hayalleri var. Hala umudu var. Eve gitmek için umudu var. Ve gidecek de. Bir gün evine gidecek, biliyorum. Hepsi bir gün mutlu olacaklar ama bu kitapta değil. Zu'yu bir türlü anlayamadım. Güçlerini falan. Sarıların güçlerini hala anlamış değilim ama birilerine sordum ve öğrendim sayılır. Ama o kızın eldivenleri unutulmaz. 

Her neyse. Bu kitabı hala almayan varsa kesin alsın diyorum! BU. KİTABI. ALIN! Sakın Buz Kapanı'nı da yanında almayı unutmayın! Görüşmek üzere! :)) 
Puanım: 5/5 tabii ki!!









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder